1 Ocak 2014 Çarşamba

Lale'nin Maceraları

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde küçük bir kasabada Lale adında küçük bir kız çocuğu yaşarmış. Lale hayvanları çok severmiş ama çok sorumsuzmuş. Bir gün Lale akvaryum balığı istemiş ama annesi huyunu bildiği için balık almak istememiş. Lale o kadar çok tutturmuş ki annesi dayanamamış hayvan dükkânından turuncu güzel bir balık almış.


Lale çok sevinmiş. Havalara uçmuş. Annesinin elinden poşeti alıp balığı akvaryuma koymuş, yemeğini vermiş, suyunu değiştirmiş bu bir süre devam etmiş. Sonra Lale’nin canı sıkılmaya başlamış. Balığının yanına uğramamaya başlamış. Onun bakımını ihmal ediyormuş. Bazen yemini unutuyormuş, bazen de suyunu değiştirmeyi.


Bir zaman sonra bir de bakmış ki balık yok… Koşarak annesinin yanına gitmiş. Lale kızgın bir şekilde:- Anne balığım nerde? Balığıma ne yaptın? Annesi:-çöpe attım. Lale:-Ama anne balık oyuncak değil onu çöpe atamazsın. Annesi:-Ne yapalım ölüsüne mi bakalım? Lale şaşkın bir şekilde :-Ne? Ne zaman? Niçin? Neden öldü? Annesi:- Aboo! Senin haberin yok mu? Balığın 3 hafta önce öldü. Lale odasına giderek kapıyı kapatmış. Sabahtan akşama kadar ağlamış.



Sonra bir gün Lale balığının öldüğünü unutup annesinden kaplumbağa istemiş. Annesi hayvan dükkânından hemen kaplumbağa alıp gelmiş.




Lale o kadar çok sevinmiş ki sevincinden ne yapacağını şaşırmış. Lale kaplumbağasını alıp akvaryuma koymuş. Onun suyunu değiştirip, yemeğini vermiş, kaplumbağasını eline almış, onu sevmiş. Bir zaman sonra canı sıkılmış. Kaplumbağasıyla ilgilenmemeye başlamış.




Bir gün, Lale ilgisizliği yüzünden aç ve susuz kalan kaplumbağasını ölü görünce şok geçirmiş. Annesine belli etmemek için dolaba saklamış. Aradan günler geçmiş. Annesi merdivenden yukarı çıkmış. Lalenin odasına gitmiş. Lalenin odasından çok kötü kokular almış. Aramış taramış ve en sonunda kokunun nerden geldiğini bulmuş. Dolabı açmış ve bir de ne görsün ölü bir kaplumbağa dolabın dibinde yatıyor.



Hemen Lale‘nin yanına salona gitmiş. Lale’ye öyle bir bağırmış ki Lale ne yapacağını bilememiş. Utancından konuşamamış. Sonra salonda düşünmüş. Acaba ne hata yaptım? Niye ölüyor? Diye düşünmüş taşınmış ve en sonunda hatasını bulmuş. Annesinin yanına gitmeden önce kendine söz vermiş. Hayvanına ölene kadar bakacağına söz vermiş. Annesinin yanına gitmiş. Annesinden bir kedi istemiş.




Annesi:- Hayır, kesinlikle ve kesinlikle olmaz! Lale :-Ama anne… Annesi:-Bu konu burada kapanmıştır. Lale:-Anne nolur? Annesi:-Olmaz dedim. Çünkü ne zaman bir hayvan alsam ona bakmıyorsun. Sıkılıp bir kenara atıyorsun. Lale:-Tamam anne bu sefer kesin bakacağım, alırsın di mi? Annesi:- Hayır kesin ve kesinlikle olmaz! Lale:-Ama anne ya! Annesi:-Hayır almayacağım hayvan falan yok bu evde bu konu kapanmıştır, küçük hanımefendi! Lale odasına gitmiş ve saatlerce ağlamış. Annesini babasını odasına bile sokmamış. Annesi sinirden mutfağa gidip kapıyı kapatmış. Babası ne olduğunu anlamadan salona gidip gazete okumuş. Akşam yemeği vakti geldiğinde Lale ve annesi yemekte birbiriyle konuşmamış. Ertesi gün okuldan eve gelmiş, annesiyle gene konuşmamış. Aradan bir kaç gün geçmiş. Bir gün salonda babası televizyon seyrederken demiş ki:-Aaaaa! Bu ne be! Allah aşkına nedir bu küslüğün sebebi bir söyleyin bana eskiden sohbet ederdik. Şimdi niye susuyorsunuz? Lale:-Annem bana kedi almıyor. Anne:-Ben ona balık, kaplumbağa, kuş aldığım zaman onlara bakmıyor, 2 gün sonra hayvanlar ölüyor. Lale:- Hiç de öyle bir şey yapmıyorum kaplumbağama bakıyordum. Annesi:-Hadi canım ne bakması, aldığım kaplumbağanın öldüğünden bile haberin yok. Babası daha fazla dayanamamış. Evden çıkıp gitmiş. Annesi ve Lale kavgalarını bırakıp hemen babasını aramaya başlamışlar. 




Her yeri didik, didik aramışlar ama bulamamışlar sonra eve geri dönmüşler. Kapıyı bir açmışlar ki babası çay keyfi yapıyor.  


Annesi:- Sen ne yapıyorsun burada! Babası:-Napalım hayatım oturup çay keyfi yapıyorum. Annesi: -Senin haberin var mı?  Saatlerce sokakta seni aradım ama bulamadım nerden çıktın sen bakayım! Baba:- Şöyle bir dolaşıp geldim. Anne:- Neden çıktın dışarıya? Baba: - Sizin kavganızdan kaçtım. Anne ve Lale:-Bize dırdırcı mı diyorsun? Baba:- Yok artık gene mi kavga aman hemen eşyalarımı toplayıp yukarı çıkıyorum daha fazla dayanamayacağım. Lalenin babası eşyalarını toplayıp odasına gitmiş. Lale derslerini, annesi akşam hazırlığı yapıyormuş. Akşam olmuş. Anne:-Yemek hazır! Lale ve babası aşağı inmiş. Yemeklerini yemişler ortalık sakinmiş. Lale demiş ki:-Anne ben kedi istiyorum. Baba:-Lale kızım sana kaç kez söyleyeceğim bu evde hayvan yasak! Lale:- Ama baba ya… Baba:-Bu konu kapansın ve daha fazla kavga olmasın. Lale yemeğini yemiş. Televizyonu açmış ve dizi seyrediyormuş. Babası da sofradan kalmış. Lale kumandayı kapmış ve kendi programını açmış. Onun arkasından hemen annesi kumandayı almış. Annesi kendi aşk filmini açmış. Bu bir süre devam etmiş. Sonra saat geç olmuş. Herkes dişini fırçalayıp yatağa yatmış. Sabah uyandığında fırtına kar sesi duymuş. Annesinin yanına gitmiş ve :- Anne bak kar yağıyor demiş. Annesi bunun üzerine:-Hadi o zaman yap kahvaltını okulda oyun oynarsın demiş. Lale sevinçten hızlı bir şekilde kahvaltısını yapıp arkadaşlarıyla okulda kartopu oynamış. Okul çıkışında merdivenden inip okulun kapısına ulaşmıştı ki bir kedi sesi duymuş. Aramış taramış okulun içinde bulamamış. Daha sonra ağacın arkasında yaralı bir pati görmüş.




Ağacın yanına gitmiş, kediyi alıp montunun içine sokmuş ve okulun bahçesinden çıkmış.




Annesine görünmeden odasına girip kedinin yaralarını temizlemiş, yemeğini suyu koymuş, oyunlar oynamış. Kediciği sarıp dolaba yatırmış. Annesinden gizli kediciğe haftalarca bakmış. Bir gün annesi garip sesler duymuş. İlk başta anlayamamış sonra bir şeylerden şüphelenmiş ve demiş ki:-Lale ne oluyor orada kedi falan mı var? Lale:-Yok kedi falan ben bilgisayarda video seyrediyorum. Annesi :-Hı tamam anladım. Sen devam et izlemeye. Ertesi gün annesi sesler duymuş. Bir şeylerden şüphelenmiş. Lale okula gitmiş. Annesi meraktan Lalenin odasına gitmiş ve her yeri didikleyerek aramış. Daha sonra dolaptan sesler duymuş hemen dolabın yanına gitmiş. Dolabı bir açmış. Bir de ne görsün sarı mı sarı beyaz mı beyaz güzel bir kedi görmüş. Annesi çaktırmadan kediyi doyurmuş, içirmiş, oyun oynamış.



Dolaba geri koymuş, sonra Lale ve arkadaşları eve gelmiş.


Annesi:- Lale! Lale:-Efendim anne… Annesi:-Balın ne işi var bu evde! Lale:-Ne balı ben bal yemem ki… Annesi:- o balı demiyorum. Sokaktaki balı diyorum. Lale:-Anne ben sokak balı bile yemem. Annesi:-Hayır o balı da demiyorum. Annesi:- Şu kediyi soruyorum. Lale:- Anne iyice saçmaladın sen. Ne kedisi ne balı dediğinden bir şey anlamıyorum! Annesi yukarıya çıkmış kediyi alıp gelmiş. Annesi:- Ahanda işte bu Balı soruyorum. Lale:-Anne o kediyi nerden buldun? Annesi:- Dolabın içinden çıktı. Hazal:- Ay çok şeker nerden buldun? Lale:- Şeyden canım okulun bahçesinden buldum oh be! Annesi:-Bu hayvan ne zamandır burada? Lale:- Uzun zamandır benimle. Annesi:-Hım o zaman sen bir hayvanın sorumluluğunu tek başına alabiliyorsun. Şimdi balını doya doya sevebilirsin kızım. Lale:- Yaşasın!   Hadi gelin arkadaşlar balı alıp kucağımızda sevelim! Lale ve arkadaşları odaya gitmiş ve Balı sevmişler.


Daha sonra sohbet edip ders çalışmışlar. Arkadaşlarının işi bitince demişler ki:-Lale ne oluyor? Lale:-Önce balık aldım iki gün sonra öldü. Sonra kaplumbağa aldım o da üç gün sonra öldü. Hatta annem görmesin diye kaplumbağayı dolaba sakladım. Hazal:-Eh yani Lale sen ne yapıyorsun?   Hayvanlar oyuncak değil bir hayvan aldığın zaman sonsuzu kadar bakacaksın. Lale:-Bilemedim ama bu kediyi sevdim ve o kedi ölene kadar bakacağım. Şebnem:-Söz mü? Lale:- Söz. Hazal:- Hadi o zaman bu kadar konuşma yeter, haydi Şebnem eve gidelim de yemek yiyelim. Lale arkadaşlarını uğurladıktan sonra iki saat sonra babası gelmiş. Yemeğe oturmuşlar. Baba:- Lale kızım bir yerden tık tık ses geliyor fark ettin mi? Lale:- Yo… Bir ses duymuyorum. Baba :-peki demiş ve yemek yemeğe devam etmiş. Sonra ‘tık tık tık ‘ diye ses gelmiş.




Baba önceleri sese aldırmamış. Sonra dayanmamış demiş ki :- Lale yine ses duydum. Lale:-Kuştur o. Baba:-Ama kuş cikcik der. Tık tık ses çıkarmaz.  Lale :-Baba bu konuyu kapatalım ve tatlımızı yiyelim. Baba :-Peki. Sonra tatlıyı da yiyip koltuğa geçmişler. Televizyon seyretmişler. Baba:-Hadi size iyi geceler. Lale ve annesi:- İyi geceler.  Sonra babası yatağı açmış ve çığlık çığlığa bağırmış.  


  

Lale ve annesi koşa koşa odaya gitmiş. Baba bir bağırmış bir bağırmış. Anne şaşkınlık içinde demiş ki:- Hayatım sana söylerdim ama iş yapmaktan vaktim olmadı. Baba:-peki peki, ya sen Lale ya sana ne demeli? Lale :-Şey… ben korktum da o yüzden söyleyemedim.  Baba:-Ben bu eve hayvan alınmayacak demedi mi? Lale:- Dedin ama… Baba:- Niye bu hayvanı aldın? Aldığın yere geri götür! Ve bir daha da görmeyeceğim!  Anne:- Yapamayız hayatım. Baba:- Niye?  Lale:-Çünkü ben onu bir kar gününde okulun bahçesinde yavru iken gördüm. Baba:-Hım… Bu kediye bakacağına söz veriyor musun?  Lale:-Söz veriyorum. Baba biliyor musun arkadaşlarıma bile söz verdim. Baba:-O zaman madem bu kediyi sevdin kalabilir. Lale:-Yaşasın! Söz baba bundan sonra kesin ve kesin kediye bakmaya ihmal etmeyeceğim. Lale o günden sonra kediye çok iyi bakıp onu hep sevmiş.