Bir zaman sonra bir de bakmış
ki balık yok… Koşarak annesinin yanına gitmiş. Lale kızgın bir şekilde:- Anne
balığım nerde? Balığıma ne yaptın? Annesi:-çöpe attım. Lale:-Ama anne balık
oyuncak değil onu çöpe atamazsın. Annesi:-Ne yapalım ölüsüne mi bakalım? Lale şaşkın
bir şekilde :-Ne? Ne zaman? Niçin? Neden öldü? Annesi:- Aboo! Senin haberin yok
mu? Balığın 3 hafta önce öldü. Lale odasına giderek kapıyı kapatmış. Sabahtan akşama
kadar ağlamış.
Sonra bir gün Lale balığının öldüğünü unutup annesinden kaplumbağa istemiş. Annesi hayvan dükkânından hemen kaplumbağa alıp gelmiş.
Lale o kadar çok sevinmiş ki sevincinden ne yapacağını şaşırmış. Lale kaplumbağasını alıp akvaryuma koymuş. Onun suyunu değiştirip, yemeğini vermiş, kaplumbağasını eline almış, onu sevmiş. Bir zaman sonra canı sıkılmış. Kaplumbağasıyla ilgilenmemeye başlamış.
Bir gün, Lale ilgisizliği
yüzünden aç ve susuz kalan kaplumbağasını ölü görünce şok geçirmiş. Annesine
belli etmemek için dolaba saklamış. Aradan günler geçmiş. Annesi merdivenden
yukarı çıkmış. Lalenin odasına gitmiş. Lalenin odasından çok kötü kokular
almış. Aramış taramış ve en sonunda kokunun nerden geldiğini bulmuş. Dolabı
açmış ve bir de ne görsün ölü bir kaplumbağa dolabın dibinde yatıyor.
Hemen Lale‘nin yanına salona
gitmiş. Lale’ye öyle bir bağırmış ki Lale ne yapacağını bilememiş. Utancından
konuşamamış. Sonra salonda düşünmüş. Acaba ne hata yaptım? Niye ölüyor? Diye düşünmüş
taşınmış ve en sonunda hatasını bulmuş. Annesinin yanına gitmeden önce kendine
söz vermiş. Hayvanına ölene kadar bakacağına söz vermiş. Annesinin yanına
gitmiş. Annesinden bir kedi istemiş.
Annesi:- Hayır, kesinlikle ve
kesinlikle olmaz! Lale :-Ama anne… Annesi:-Bu konu burada kapanmıştır.
Lale:-Anne nolur? Annesi:-Olmaz dedim. Çünkü ne zaman bir hayvan alsam ona
bakmıyorsun. Sıkılıp bir kenara atıyorsun. Lale:-Tamam anne bu sefer kesin
bakacağım, alırsın di mi? Annesi:- Hayır kesin ve kesinlikle olmaz! Lale:-Ama
anne ya! Annesi:-Hayır almayacağım hayvan falan yok bu evde bu konu
kapanmıştır, küçük hanımefendi! Lale odasına gitmiş ve saatlerce ağlamış.
Annesini babasını odasına bile sokmamış. Annesi sinirden mutfağa gidip kapıyı kapatmış.
Babası ne olduğunu anlamadan salona gidip gazete okumuş. Akşam yemeği vakti
geldiğinde Lale ve annesi yemekte birbiriyle konuşmamış. Ertesi gün okuldan eve
gelmiş, annesiyle gene konuşmamış. Aradan bir kaç gün geçmiş. Bir gün salonda
babası televizyon seyrederken demiş ki:-Aaaaa! Bu ne be! Allah aşkına nedir bu
küslüğün sebebi bir söyleyin bana eskiden sohbet ederdik. Şimdi niye
susuyorsunuz? Lale:-Annem bana kedi almıyor. Anne:-Ben ona balık, kaplumbağa,
kuş aldığım zaman onlara bakmıyor, 2 gün sonra hayvanlar ölüyor. Lale:- Hiç de
öyle bir şey yapmıyorum kaplumbağama bakıyordum. Annesi:-Hadi canım ne bakması,
aldığım kaplumbağanın öldüğünden bile haberin yok. Babası daha fazla dayanamamış.
Evden çıkıp gitmiş. Annesi ve Lale kavgalarını bırakıp hemen babasını aramaya başlamışlar.
Her yeri didik, didik aramışlar
ama bulamamışlar sonra eve geri dönmüşler. Kapıyı bir açmışlar ki babası çay
keyfi yapıyor.
Ağacın yanına gitmiş, kediyi
alıp montunun içine sokmuş ve okulun bahçesinden çıkmış.
Annesine görünmeden odasına girip
kedinin yaralarını temizlemiş, yemeğini suyu koymuş, oyunlar oynamış. Kediciği
sarıp dolaba yatırmış. Annesinden gizli kediciğe haftalarca bakmış. Bir gün annesi
garip sesler duymuş. İlk başta anlayamamış sonra bir şeylerden şüphelenmiş ve demiş
ki:-Lale ne oluyor orada kedi falan mı var? Lale:-Yok kedi falan ben
bilgisayarda video seyrediyorum. Annesi :-Hı tamam anladım. Sen devam et izlemeye.
Ertesi gün annesi sesler duymuş. Bir şeylerden şüphelenmiş. Lale okula gitmiş.
Annesi meraktan Lalenin odasına gitmiş ve her yeri didikleyerek aramış. Daha
sonra dolaptan sesler duymuş hemen dolabın yanına gitmiş. Dolabı bir açmış. Bir
de ne görsün sarı mı sarı beyaz mı beyaz güzel bir kedi görmüş. Annesi
çaktırmadan kediyi doyurmuş, içirmiş, oyun oynamış.
Dolaba geri koymuş, sonra
Lale ve arkadaşları eve gelmiş.
Annesi:- Lale! Lale:-Efendim
anne… Annesi:-Balın ne işi var bu evde! Lale:-Ne balı ben bal yemem ki… Annesi:-
o balı demiyorum. Sokaktaki balı diyorum. Lale:-Anne ben sokak balı bile yemem.
Annesi:-Hayır o balı da demiyorum. Annesi:- Şu kediyi soruyorum. Lale:- Anne
iyice saçmaladın sen. Ne kedisi ne balı dediğinden bir şey anlamıyorum! Annesi
yukarıya çıkmış kediyi alıp gelmiş. Annesi:- Ahanda işte bu Balı soruyorum.
Lale:-Anne o kediyi nerden buldun? Annesi:- Dolabın içinden çıktı. Hazal:- Ay
çok şeker nerden buldun? Lale:- Şeyden canım okulun bahçesinden buldum oh be! Annesi:-Bu
hayvan ne zamandır burada? Lale:- Uzun zamandır benimle. Annesi:-Hım o zaman
sen bir hayvanın sorumluluğunu tek başına alabiliyorsun. Şimdi balını doya doya sevebilirsin kızım.
Lale:- Yaşasın! Hadi gelin arkadaşlar
balı alıp kucağımızda sevelim! Lale ve arkadaşları odaya gitmiş ve Balı
sevmişler.
Daha sonra sohbet edip ders
çalışmışlar. Arkadaşlarının işi bitince demişler ki:-Lale ne oluyor? Lale:-Önce
balık aldım iki gün sonra öldü. Sonra kaplumbağa aldım o da üç gün sonra öldü.
Hatta annem görmesin diye kaplumbağayı dolaba sakladım. Hazal:-Eh yani Lale sen
ne yapıyorsun? Hayvanlar oyuncak değil
bir hayvan aldığın zaman sonsuzu kadar bakacaksın. Lale:-Bilemedim ama bu
kediyi sevdim ve o kedi ölene kadar bakacağım. Şebnem:-Söz mü? Lale:- Söz. Hazal:-
Hadi o zaman bu kadar konuşma yeter, haydi Şebnem eve gidelim de yemek yiyelim.
Lale arkadaşlarını uğurladıktan sonra iki saat sonra babası gelmiş. Yemeğe
oturmuşlar. Baba:- Lale kızım bir yerden tık tık ses geliyor fark ettin mi? Lale:-
Yo… Bir ses duymuyorum. Baba :-peki
demiş ve yemek yemeğe devam etmiş. Sonra ‘tık tık tık ‘ diye ses gelmiş.
Baba önceleri sese aldırmamış.
Sonra dayanmamış demiş ki :- Lale yine ses duydum. Lale:-Kuştur o. Baba:-Ama
kuş cikcik der. Tık tık ses çıkarmaz.
Lale :-Baba bu konuyu kapatalım ve tatlımızı yiyelim. Baba :-Peki. Sonra
tatlıyı da yiyip koltuğa geçmişler. Televizyon seyretmişler. Baba:-Hadi size
iyi geceler. Lale ve annesi:- İyi
geceler. Sonra babası yatağı açmış ve
çığlık çığlığa bağırmış.
Lale ve annesi koşa koşa
odaya gitmiş. Baba bir bağırmış bir bağırmış. Anne şaşkınlık içinde demiş ki:-
Hayatım sana söylerdim ama iş yapmaktan vaktim olmadı. Baba:-peki peki, ya sen Lale ya sana ne
demeli? Lale :-Şey… ben korktum da o
yüzden söyleyemedim. Baba:-Ben bu eve
hayvan alınmayacak demedi mi? Lale:- Dedin ama… Baba:- Niye bu hayvanı aldın?
Aldığın yere geri götür! Ve bir daha da görmeyeceğim! Anne:- Yapamayız hayatım. Baba:- Niye? Lale:-Çünkü ben onu bir kar gününde okulun
bahçesinde yavru iken gördüm. Baba:-Hım… Bu kediye bakacağına söz veriyor
musun? Lale:-Söz veriyorum. Baba biliyor
musun arkadaşlarıma bile söz verdim. Baba:-O zaman madem bu kediyi sevdin
kalabilir. Lale:-Yaşasın! Söz baba bundan sonra kesin ve kesin kediye bakmaya
ihmal etmeyeceğim. Lale o günden sonra kediye çok iyi bakıp onu hep sevmiş.